20 Haziran 2010 Pazar

dehlizlerim...


Sen ne dersen de ne yaparsan yap hayat akıyor, dünya tesbih çekerek dönmeye devam ediyor.. ilahi düzen düzen içinde akarken kendimi şeffaf bir hamakta ince ince sallanarak zamanı yavaşlatmış hissederek havayı içime çekerek dinlenmek huzurun dibine varmak istiyorum... ben aslında hep hayalperesttim balık burcu değilim hiçbir gezegenim yıldızım balıkta da değil ama kafamda yarattığım dünyada yaşamayı iyi bilirim… çocukluk alışkanlığımı bilmiyorum çocukken hayal gibi bir dünyam vardı zaten, kanatsız melek bu derlermiş bana 80-90’da bu laf klişe değildi.. işte ben öyleyken böyleyken dünyanın sadece benimle işlemediğini anladım. Bu tam da kasabadan şehre taşınmamla beraber oldu. Şehir çocukları öğretti bana çıkarın ç’sini... sonra kendime dünya kurmayı öğrendim biraz hayalci bir dünya işte.. ama adapte de oldum hem de âlâsından..bu yüzdendir iki yanım iki kapılı hanım biri öz ben biri oluşturma ben oluşmuş ben... şimdi kendi dünyama ne zaman girsem garipseniyorum bana kıskanılıyormuşum gibi geliyor, kendi mutluluğumdan olsa gerek, derin dehlizlerim bana ait harikalar diyarım Allah ile çok yakın olduğum zamanlar da o zaman... O olmasa ne ben olurdum ne dünya ne de dehlizlerim, beni orada doğru yerde olduğumu hissettiren de O.. zaman mitolojik mezozoik milenyumsal vs. bazen derim nadasa ihtiyacım var işte bu anlardır benim dünyama girişim orada dinlenişim.. herkesin vardır böyle zamanları mekanları kimilerinin gerçek yer ve mekanlardır, benimse kafamda kafamın içinde.. kafamın içindeyken her nerdeysem orada oradayımdır dünyamda.. şimdide şeffaf bir hamak salınıyorum ince ince müdahalesiz olaylara kişilere zamana salına salına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder